Ülkemizde sporun gelişmesi, temel eğitimin verildiği ilköğretim okullarının altyapısının geliştirilmesiyle başlamalı.

Çok okulun yapısı 8 yıllık temel eğitime uygun olmadığını söyleyenler var.

Okullar üvey evlat olmamalıdır. Her okula bir spor salonu yapılmalıdır. Eski yapılan okullar neyse, yeni yapılan okullarda mutlaka spor salonu planlaması yapılmalı. Çok güzel salonları olan okullarda mevcut.

Avrupa’da okullara mutlaka spor salonu yapıldığını duyuyoruz.

İşin bir de öğrenci boyutu var.

Spor salonu yapıldı diyelim, çocuklar hangi zamanlarını ayırıp spor yapabilecekler bu eğitim sisteminde. Bu sınav sisteminin acısını okulların sportif faaliyetleri yönünden önümüzdeki birkaç yıl içinde hep birlikte göreceğiz.

Beden Eğitimi öğretmenleri okul bitimi sonrası çalışma yapmak için öğrenci bulamıyor. Yada öğretmenler mesai bitince doğru ca evlerinin yolunu tutuyor..!

Öğrenci hafta sonu 2 gün dershanede, hafta içi de 4 gün dershane etüdünde olduğundan çalışmaya gelmiyor, gelemiyor veya ailesi göndermiyor.

Ailelerden bazıları çocuklarının 23 Nisan gösterilerine bile katılmasını, dershaneyi etkiler diye istemediklerini biliyoruz.

Okullar arası yarışmalara çoğu okul hiç çalışma yapamadan takım çıkarmak zorunda kalıyor. Ve her yıl okulların yarışmalara çıkardığı spor branşı sayısı azalıyor. Beden eğitimi öğretmenleri kolay olan futbol branşını seçiyor, diğer branşlara katılamıyor. Çocuklarımız da okul-dershane-ev üçgeninde, hiçbir sosyal, kültürel, sportif aktivite yapamadan, doğru dürüst sokakta oyun oynayamadan, çocukluklarını yaşayamadan büyüyor. Bunu herkes biliyor ama önlem alan yok. Dershane sektörünü ayakta tutmak adına yeni nesil yok edilmiyor mu?
En büyük amaç, insanın “insan” gibi yetişmesini ve yaşamasını sağlamak olmalıdır.
Ulusal eğitim ve spor politikaları değişmelidir. Beden eğitimi ve spor, eğitim kurumlarına girmelidir. Girmelidir çünkü kulüplerimiz sporcu yetiştirme işini beceremiyor. Baksanıza; futbol takımlarımızda on bir oyuncudan sekizi yabancılardan oluşuyor. Halter ve atletizmde devşirme sporcular cirit atıyor. Diğer branşlarda da yabancı bolluğu var.

Milli takımızın bulunduğu lig aşağılarda.
İşin acı yanı; böyle giderse ulusal formayı giydirebileceğimiz başarılı sporcuları bulmakta zorlanacağız. ...

Bizim zamanımızda liselerarası futbol maçlarını ünlü kulüplerin temsilcileri izliyordu ve oradan 1. Lig (şimdilerde süper lig) transfer oluyorlardı.

Kulüpler bazına bakıldığında, İyi bir yönetim, iyi tesisler, iyi bir teknik ekip ve iyi sporcu kadrosunun başarı için temel unsurlardır.

"Başarının sürekli olması da, bunların yanı sıra, tesis ve alt yapının da yeterli organizasyonuna bağlıdır.

Tesadüfen bir araya gelmiş iyi bir yönetim, teknik ekip ve sporcuların sağladığı başarılar da tesadüfidir ve uzun ömürlü değildir" saman alevi gibidir. Yani gelip geçicidir  ve çabuk sona erer..